
Almanya'dan Türkiye'ye Yeni Yaklaşım! AB İlişkileri Değişiyor mu?
Türkiye, yoğun bir diplomasi trafiği yaşadığı bir haftayı geride bıraktı. Hem İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ı hem de Almanya Başbakanı Friedrich Merz'i ağırlayan Türkiye, uluslararası arenada önemli temaslarda bulundu. Özellikle Merz'in ziyareti, Almanya'nın Türkiye'ye yönelik yaklaşımında bir değişim sinyali olarak değerlendiriliyor. Peki, bu değişim ne anlama geliyor? AB ilişkileri nasıl etkilenecek?
Almanya'nın Pragmatik Yaklaşımı
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Ankara ziyareti, Berlin'in Türkiye'ye karşı daha pragmatik bir yaklaşım benimseyeceğinin işaretlerini veriyor. Bu yaklaşım, özellikle AB süreci konusundaki mevcut politikaların özüne çok dokunmaksızın, Ankara ile daha yapıcı bir diyalog kurulmasını hedefliyor. Almanya'nın bu tutumu, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açabileceği şeklinde yorumlanıyor. Ancak, bu pragmatik yaklaşımın ne gibi somut adımlarla destekleneceği merak konusu.
Savunma ve Güvenlik İşbirliği Ön Planda
Uluslararası konjonktürün etkisiyle, savunma ve güvenlik konuları her iki ziyaretin de gündeminde önemli bir yer tuttu. İngiltere ile 20 Eurofighter satışı için anlaşma yapılması, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki işbirliği arayışlarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Almanya ile de bu alanda görüşmeler yapılması, Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçlarını karşılama ve bölgesel istikrara katkı sağlama çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
AB İlişkilerinde Yeni Dönem mi?
Almanya'nın Türkiye'ye yönelik pragmatik yaklaşımı, AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Ancak, bu durumun somut adımlara dönüşmesi ve AB'nin Türkiye'ye karşı daha yapıcı bir tutum sergilemesi gerekiyor. Türkiye'nin de AB sürecine yönelik reformlarını sürdürmesi ve üyelik hedefine bağlı kalması, ilişkilerin olumlu yönde ilerlemesi için büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, pragmatik yaklaşım sadece bir söylemden ibaret kalabilir.
Sonuç olarak, Almanya Başbakanı Merz'in ziyareti, Türkiye-Almanya ilişkilerinde ve dolayısıyla AB-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu dönemin başarılı olması için her iki tarafın da yapıcı adımlar atması ve işbirliğini geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, beklentiler karşılanmayabilir ve ilişkilerde istenilen ilerleme sağlanamayabilir.








