Gazze Şeridi, İsrail'in acımasız ablukası ve aralıksız süren saldırılar altında, tarifsiz bir insani krize sürükleniyor. Uluslararası toplumun çağrılarına rağmen, bölgeye insani yardım girişi engelleniyor ve Gazzeliler, hayatta kalma mücadelesi veriyor. Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan Gazzelilerin ifadeleri, yaşanan dehşeti gözler önüne seriyor.

Gazze'de Kıtlık Alarmı: BM Stokları Tükeniyor

Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze'deki son gıda stoklarının da tükendiğini açıkladı. Yardım kuruluşlarının günlük yemek tedariki, ihtiyacın çok altında kalıyor. Açlıkla mücadele eden Gazzeliler, bir kap yemek bulabilmek umuduyla, güneş doğmadan mutfakların önünde uzun kuyruklar oluşturuyor.

AFP'ye konuşan Ebu Ahmed, yaşadığı çaresizliği şu sözlerle dile getiriyor: "Sabahın erken saatlerinde geldim ve saatlerdir bekliyorum. Sadece bir kap pilav alabilmek için 5 saatten fazla bekledim. Durumumuz gerçekten çok kötü."

Açlık Bir Silah mı? İsrail'e Tepkiler Büyüyor

İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor. Birçok ülke ve kuruluş, İsrail'i "açlığı bir savaş silahı olarak kullanmakla" suçluyor. Uluslararası Adalet Divanı'nda görüşülen davada, İsrail'in Gazze'ye yardım sağlayan BM'ye bağlı UNRWA'ya getirdiği yasak masaya yatırıldı.

Gazze'deki insani krizin derinleşmesi, bölgede yaşayan sivillerin umutlarını tüketiyor. Temel gıda maddelerine erişimin engellenmesi, sağlık hizmetlerinin aksaması ve temiz suya ulaşımın zorlaşması, Gazze'yi yaşanmaz bir yer haline getiriyor.

Uluslararası Toplum Ne Yapmalı?

Gazze'deki insani krize son vermek için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerekiyor. İsrail üzerindeki baskının artırılması, insani yardım koridorlarının açılması ve bölgeye kesintisiz yardım ulaştırılması hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, Gazze'de yaşanan trajedi, daha da derinleşebilir.