Avrupa Parlamentosu (AP),Çinli teknoloji devi Huawei ile bağlantılı yolsuzluk iddialarıyla sarsılıyor. Beş milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması talebi, AP'de büyük bir yankı uyandırdı. Rüşvet, sahtecilik ve kara para aklama suçlamalarıyla karşı karşıya olan milletvekilleri hakkındaki soruşturma derinleşiyor. AP Başkanı Roberta Metsola, isimleri Genel Kurul'da açıklayarak kamuoyunu bilgilendirdi.

Huawei Skandalında Kimlerin Dokunulmazlığı Kalkıyor?

Soruşturma kapsamında dokunulmazlıklarının kaldırılması istenen milletvekilleri şunlar:

• Avrupa Halk Partisi (EPP) İtalyan delegasyonu başkanı Fulvio Martusciello
• İtalyan milletvekilleri Giusi Princi ve Salvatore de Meo
• Sosyalist ve Demokratlardan (S&D) Maltalı Milletvekili Daniel Attard
• Avrupa'yı Yenile (Renew Europe) grubundan Bulgaristan Milletvekili Nikola Minchev

Belçika makamları tarafından talep edilen bu karar, AP'deki dengeleri değiştirebilir. Şimdiye kadar soruşturmayla bağlantılı 8 kişi tutuklandı. Bunların arasında mevcut ve eski Huawei çalışanları, lobiciler ve milletvekillerinin yardımcıları bulunuyor.

Süreç Nasıl İşleyecek?

AP Basın Sözcüsü Delphine Colard'ın açıklamasına göre, Hukuk İşleri Komitesi talepleri inceleyecek ve ardından oylama yapılacak. Nihai karar, Genel Kurul'daki oylamayla verilecek. Daha önce benzer bir süreç, eski AP Başkan Yardımcısı Eva Kaili'nin karıştığı soruşturmada da uygulanmıştı. Aralık 2022'de yapılan operasyonlarda 1,5 milyon avro ele geçirilmişti. Kaili ve diğer şüpheliler, bir Körfez ülkesinden rüşvet almakla suçlanıyor.

AP'deki Yolsuzluk İddiaları Artıyor

Avrupa Parlamentosu, son zamanlarda yolsuzluk skandallarıyla sık sık gündeme geliyor. Fransız siyasetçi Marine Le Pen'in de AP fonlarını zimmetine geçirmekten hüküm giymesi, kurumun imajını zedeledi. Bu tür olaylar, Avrupa Birliği'nin güvenilirliğini sorgulatırken, şeffaflık ve hesap verebilirlik çağrılarını artırıyor.

Huawei skandalı, Avrupa Parlamentosu'nda derin bir krize yol açtı. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve soruşturmanın ilerlemesiyle, olayın siyasi sonuçları yakından takip edilecek. Bu süreç, AB'nin geleceği ve kurumların itibarı açısından kritik bir dönemeç olabilir.