İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD'nin yaptırım ve tehditlerinin müzakerelerdeki güvensizliği artırdığını belirterek dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı telefon görüşmesinde Arakçi, ülkesinin nükleer enerji konusundaki tutumunu da net bir şekilde vurguladı. Peki, İran ve ABD arasındaki gerilim nereye doğru gidiyor? İşte detaylar...

Nükleer Anlaşma ve Yaptırımlar: Kısır Döngü

İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) bağlılığını sürdürürken, barışçıl amaçlarla nükleer enerjiden faydalanma hakkını savunuyor. Bu durum, özellikle uranyum zenginleştirme faaliyetleri, Batılı ülkelerle, özellikle de ABD ile uzun süredir devam eden bir anlaşmazlık konusu. ABD'nin tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamaya koyması, bölgedeki gerginliği tırmandıran önemli bir faktör oldu.

Arakçi, Guterres ile yaptığı görüşmede, "ABD'nin çelişkili davranışlarının ve devam eden yaptırım ve tehditlerinin, diplomasideki ciddiyetine ilişkin güvensizliği ve şüpheyi yoğunlaştırdığını" ifade etti. Bu açıklamalar, İran'ın müzakere masasına oturma konusundaki çekincelerini açıkça ortaya koyuyor. Yaptırımların kaldırılması, İran için müzakerelerin olmazsa olmaz koşulu olarak görülüyor.

İran'ın Nükleer Enerjiye Bakışı

İran, nükleer programının tamamen barışçıl amaçlara yönelik olduğunu ve enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirildiğini savunuyor. Ülke, NPT'ye uygun olarak nükleer faaliyetlerini sürdürme hakkına sahip olduğunu belirtiyor. Ancak, Batılı ülkeler, İran'ın nükleer programının askeri amaçlara yönelik olabileceği endişesini taşıyor. Bu endişeler, uluslararası arenada İran'a yönelik baskının artmasına neden oluyor.

İran'ın nükleer enerjiye bakışı, ülkenin enerji kaynakları ve jeopolitik konumuyla yakından ilişkili. Petrol ve doğalgaz zengini olmasına rağmen, İran, enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve gelecekteki enerji ihtiyaçlarını güvence altına almak amacıyla nükleer enerjiye yatırım yapıyor. Ayrıca, nükleer enerji, İran'ın bilimsel ve teknolojik alanda ilerleme kaydetmesine de katkı sağlıyor.

Gelecekte Neler Beklenebilir?

İran ve ABD arasındaki gerilim, bölgedeki istikrarı tehdit eden önemli bir faktör olmaya devam ediyor. Yaptırımların kaldırılması ve nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması, gerginliğin azaltılması için kritik öneme sahip. Ancak, her iki tarafın da taviz vermeye yanaşmaması, çözüm sürecini zorlaştırıyor. Uluslararası toplumun arabuluculuk çabaları, bu süreçte önemli bir rol oynayabilir. Unutmamak gerekir ki, bölgedeki barış ve istikrar, tüm dünyanın çıkarına.