İran, bölgedeki gerilimin tırmanmasıyla birlikte 15 Haziran'da ABD ile yapılması planlanan nükleer müzakereleri durdurma kararı aldı. Bu beklenmedik hamle, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı ve Orta Doğu'daki istikrarın geleceği hakkında soru işaretleri yarattı. Peki, bu kararın ardında yatan sebepler neler ve nükleer anlaşmanın geleceği nasıl şekillenecek?

Nükleer Müzakerelerin Durdurulma Sebebi Ne?

İran'ın nükleer müzakereleri durdurma kararı, İsrail'in son dönemde gerçekleştirdiği saldırılarla doğrudan ilişkili. İranlı yetkililer, İsrail'in provokatif eylemlerinin bölgedeki gerilimi tırmandırdığını ve bu şartlar altında müzakerelerin sağlıklı bir şekilde yürütülemeyeceğini belirtiyorlar. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "İsrail'in saldırgan tutumu devam ettiği sürece ABD ile herhangi bir müzakere yapılması mümkün değildir" ifadelerine yer verildi.

Bu kararın alınmasında etkili olan diğer faktörler ise şunlar:

• ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları konusundaki belirsizlik
• Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'ın nükleer faaliyetleri hakkındaki raporları
• Bölgedeki diğer ülkelerin (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri vb.) İran'a karşı artan baskısı

Nükleer Anlaşmanın Geleceği Ne Olacak?

İran ile ABD arasındaki nükleer anlaşmanın geleceği, bu son gelişmelerle birlikte daha da belirsizleşti. Anlaşmanın yeniden canlandırılması için yapılan müzakerelerin durdurulması, uluslararası toplumda endişe yaratmış durumda. Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülke, tarafları sükunete davet ederek müzakerelere yeniden başlanması çağrısında bulundu.

Ancak, mevcut şartlar altında nükleer anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesi oldukça zor görünüyor. İran'ın talepleri ve ABD'nin yaptırımları konusundaki tutumu, taraflar arasında derin bir uçurum yaratmış durumda. Ayrıca, İsrail'in bölgedeki provokatif eylemleri de müzakerelerin önünde ciddi bir engel teşkil ediyor.

İran'ın nükleer müzakereleri durdurma kararı, Orta Doğu'da yeni bir krizin fitilini ateşleyebilir. Bölgedeki gerilimin tırmanması, sadece İran ve ABD arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda tüm bölge ülkelerinin güvenliğini tehdit ediyor. Uluslararası toplumun bu krizi çözmek için daha aktif bir rol üstlenmesi ve tarafları diyalog yoluyla bir araya getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, nükleer silahlanma yarışı ve daha büyük çatışmalar kaçınılmaz olabilir.