Boğaziçi Üniversitesi önünde yaşanan ve kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan "Kabe fotoğrafının yere serilmesi" iddiasıyla açılan dava, beklenmedik bir kararla sonuçlandı. İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi, 7 sanığın yargılandığı davada beraat kararı verdi. Bu karar, davanın başından beri takipçisi olan kamuoyunda şaşkınlık ve farklı yorumlara neden oldu.

Davanın Arka Planı

"Kabe fotoğrafının yere serilmesi" iddiası, Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan bir protesto gösterisi sırasında ortaya çıkmıştı. Olayın ardından, bazı öğrenci ve akademisyenler gözaltına alınmış, ardından 7 kişi hakkında "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan dava açılmıştı. Savcılık, sanıkların 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti. Dava süresince, sanıklar suçlamaları reddederek, ifade özgürlüğü kapsamında protesto yaptıklarını savunmuşlardı.

Türkiye'de ifade özgürlüğü sınırları sıkça tartışılan bir konu. Anayasa'nın 26. maddesi düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünü güvence altına alırken, bu özgürlüğün de sınırları bulunuyor. Özellikle nefret söylemi içeren veya halkı kin ve düşmanlığa sevk edebilecek ifadeler, yasal düzenlemelerle kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Ancak, bu tür düzenlemelerin uygulanması sırasında, ifade özgürlüğünün sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği konusunda zaman zaman tartışmalar yaşanabiliyor.

Mahkeme Kararı ve Gerekçesi

Mahkeme, yaptığı değerlendirme sonucunda, sanıkların eylemlerinin "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçunu oluşturmadığına karar verdi. Beraat kararının gerekçesi henüz açıklanmamış olmakla birlikte, mahkemenin sanıkların ifade özgürlüğü kapsamında hareket ettiklerine kanaat getirdiği düşünülüyor. Kararın açıklanmasının ardından, sanık avukatları memnuniyetlerini dile getirirken, bazı hukukçular kararı eleştirdi. Kararın temyiz yolu açık olup olmadığı ise henüz netlik kazanmadı.

Kararın ardından sosyal medyada da farklı tepkiler yükseldi. Bir kısım kullanıcı, kararı ifade özgürlüğünün bir zaferi olarak nitelendirirken, diğer bir kısım ise kararın yanlış olduğunu ve toplumda infial yaratacak eylemlerin cezasız kalmaması gerektiğini savundu.

• İfade özgürlüğünün sınırları
• Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun unsurları
• Mahkeme kararının olası etkileri

Türkiye'de benzer davalarda verilen kararlar da sıkça tartışma konusu oluyor. Özellikle siyasi veya toplumsal hassasiyet içeren davalarda, mahkemelerin verdiği kararların adil olup olmadığı, hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olup olmadığı gibi konular kamuoyunda geniş yankı uyandırıyor.

Boğaziçi Üniversitesi önünde yaşanan "Kabe fotoğrafının yere serilmesi" iddiasıyla ilgili davada verilen beraat kararı, Türkiye'de ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi temel haklar konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kararın hukuki ve toplumsal etkileri önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde görülecek. Bu tür olaylar, toplumun farklı kesimleri arasındaki diyalog ve anlayışın geliştirilmesi, hoşgörü kültürünün yaygınlaştırılması ve hukukun üstünlüğü ilkesinin korunması gibi konuların önemini bir kez daha hatırlatıyor.