Netanyahu'dan Şok İran Kararı! ABD Basını Açıkladı
Dünya

Netanyahu'dan Şok İran Kararı! ABD Basını Açıkladı


24 June 20255 dk okuma21 görüntülenmeSon güncelleme: 02 August 2025

İsrail ve İran arasındaki son gerilimlerin ardından, ABD basını çarpıcı bir iddiayı gündeme getirdi. The Washington Post'un haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2024 yılında İran'a saldırma kararı aldı. Bu karar, ABD ile İran arasında nükleer müzakerelerin başlamasından çok önce alınmış. Peki, bu kararın arkasında yatan sebepler nelerdi ve ABD'nin bu süreçteki rolü neydi? İşte detaylar...

Netanyahu'nun Gizli İran Planı

İddialara göre, Binyamin Netanyahu, geçen yılın ekim ayından sonra İran'a yönelik bir saldırıya hazırlık yapılması emrini verdi. Bu emir doğrultusunda İsrail istihbarat yetkilileri, suikast ile hedef alınabilecek İranlı nükleer bilim insanlarının ve askeri liderlerin listesini hazırlamaya başladı. Aynı zamanda, İsrail Hava Kuvvetleri de gelecekte İran'a düzenlenecek bombardımanlar için Lübnan, Suriye ve Irak'taki hava savunmalarını etkisiz hale getirme çalışmalarına başladı. Bu hazırlıklar, İsrail'in İran'a karşı uzun süredir devam eden endişelerinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

İsrailli yetkililer, İran'ın nükleer programının hedef alınmasının, ABD'nin askeri harekata katılmasıyla daha etkili olacağına inanıyordu. Bu nedenle, 2024 yılının sonbahar aylarında dönemin ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimiyle görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerin amacı, iki ülke istihbaratlarının topladığı ve İranlı nükleer bilim insanlarının silahlanma için kuramsal araştırmaları sürdürmek adına bir araya geldiğini gösteren istihbaratı ele almaktı. Ancak, ABD istihbaratı, İran liderliğinin böyle bir karar aldığı sonucuna varmamıştı. Bu durum, İsrail ve ABD arasındaki istihbarat farklılıklarını gözler önüne seriyor.

ABD'nin Rolü ve Anlaşmazlıklar

Haberde yer alan bilgilere göre, üst düzey İsrail hükümet yetkilileri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın 7 Nisan'da Oval Ofis'te bir araya gelmesinden haftalar önce, mart ayında İsrail'in İran'ı en geç haziran ayında ABD'nin katılımıyla ya da katılımı olmadan vurmaya karar verdiğini belirtiyor. Bu kararın ardındaki mantığın, İran'ın hava savunma sistemlerini yılın ikinci yarısında yeniden inşa edecek olması olduğu ifade ediliyor.

Ancak, İsrail'in bu planları, Netanyahu'nun Trump ile görüşme için Washington'a çağrılmasıyla beklenmedik bir şekilde gecikti. Netanyahu'ya, sorunu diplomatik olarak çözmek için ABD'nin doğrudan müzakerelere başlayacağı söylendi. Buna rağmen, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun İran'a saldırı düzenleme yönündeki güçlü eğilimi değişmedi.

İsrail'de, İran ve ABD arasında olası bir anlaşma, İran'ın sonunda bir nükleer bombaya sahip olacağı yönünde endişe yarattı. Bu endişe, İsrail'in İran'a karşı daha agresif bir tutum sergilemesine neden oldu. İsrailli yetkililer, ABD'nin de katılacağını umarak son aylarda İran'a olası saldırılar konusunda vites yükseltti. Ancak, ABD istihbarat yetkilileri, İsrail'in paylaştığı istihbaratta "şaşırtıcı biçimde yeni" bir şey görmedi.

İsrail'in İran'a yönelik saldırı planları ve ABD'nin bu süreçteki rolü, bölgedeki gerginliği daha da artırıyor. İki ülke arasındaki olası bir savaşın sonuçları ise tüm dünya için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu konuda daha aktif bir rol oynaması ve tarafları diyalog yoluyla çözüme ulaştırmaya çalışması gerekiyor.

Olası Senaryolar ve Sonuçlar

İsrail ve İran arasındaki gerginliğin tırmanması durumunda, bölgede geniş çaplı bir savaşın çıkma olasılığı oldukça yüksek. Bu savaş, sadece İsrail ve İran'ı değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyebilir. Özellikle, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkeler, savaşın doğrudan etkilerini hissedebilir. Ayrıca, savaşın ekonomik sonuçları da oldukça ağır olabilir. Petrol fiyatlarının yükselmesi, küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir ve enflasyonun artmasına neden olabilir.

Uluslararası toplumun, bu olası senaryoları göz önünde bulundurarak, İsrail ve İran arasındaki gerginliği azaltmaya yönelik adımlar atması gerekiyor. Diplomatik çabaların artırılması, tarafların diyalog yoluyla sorunlarını çözmelerine yardımcı olabilir. Aksi takdirde, bölgede yaşanacak bir savaşın sonuçları, tüm dünya için büyük bir felaket olabilir.

Sonuç olarak, ABD basınının ortaya çıkardığı bu iddialar, İsrail ve İran arasındaki gerginliğin ne kadar derin olduğunu bir kez daha gösteriyor. Netanyahu'nun İran'a saldırma kararı, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor ve uluslararası toplumun bu konuda daha aktif bir rol oynaması gerekiyor. Aksi takdirde, bölgede yaşanacak bir savaşın sonuçları, tüm dünya için büyük bir felaket olabilir.