Tamer Karadağlı'dan Şok Görevden Almalar! "Ak Teneke" İntikamı mı?
Dünya

Tamer Karadağlı'dan Şok Görevden Almalar! "Ak Teneke" İntikamı mı?


24 September 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 24 September 2025

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'nda yaşanan görevden almalar, sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. 12 akademisyenin bir gecede görevine son verilmesi, akıllara Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı'nın bu olaydaki rolünü getirdi. Görevden almaların perde arkasında Karadağlı'nın etkisinin olduğu iddiaları gündeme bomba gibi düştü.

"Ak Teneke" Operasyonu mu?

Evrensel Gazetesi'nin haberine göre, görevden alınan akademisyenlerden dördü doğrudan Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne, sekizi ise Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne bağlıydı. Bu durum, olayın sadece bir üniversite içi mesele olmadığını, daha derin ve karmaşık bir sürecin parçası olabileceğini gösteriyor. Akademisyenler, sürecin doğrudan Tamer Karadağlı ile bağlantılı olduğunu belirtiyor.

İki yıl önce aynı bölümde görevlendirilen Murat Atak, Karadağlı'nın son altı ay içinde defalarca üniversiteyi ziyaret ettiğini ve görevden almalara gerekçe olarak da "Bana ak teneke diyorlar" sözünü ileri sürdüğünü iddia etti. Bu iddia, görevden almaların kişisel bir intikam alma çabası olup olmadığı sorusunu akıllara getiriyor. Atak, durumu şu sözlerle özetliyor:

"Tamer Bey'in bu kadar sık gelmesi ve 'Ak teneke' sözünü bahane etmesi, olayın kişisel bir mesele olduğunu düşündürüyor."

Görevden Almaların Perde Arkası

Peki, bu görevden almaların ardında yatan gerçek sebepler neler? Akademisyenlerin iddiaları doğru mu? Tamer Karadağlı'nın bu süreçteki rolü ne kadar etkili oldu? Tüm bu sorular, sanat camiasında ve kamuoyunda merakla bekleniyor.

  • Görevden alınan akademisyenlerin sayısı: 12
  • Görevden alınan akademisyenlerin bağlı olduğu kurumlar:
    • Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü: 4
    • Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü: 8
  • Görevden almaya gerekçe gösterilen iddia: "Bana ak teneke diyorlar"

Bu olay, Türkiye'deki sanat kurumlarında yaşanan sorunları ve çekişmeleri bir kez daha gözler önüne seriyor. Liyakatın, tecrübenin ve emeğin hiçe sayıldığı, kişisel hesaplaşmaların ön plana çıktığı bir ortamda sanatın gelişmesi ve ilerlemesi ne kadar mümkün olabilir? Bu soruların cevabını bulmak, Türk sanatının geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Hacettepe Konservatuvarı'nda yaşanan bu olay, sadece görevden alınan akademisyenleri değil, tüm sanat camiasını derinden etkiledi. Sanatçıların ve akademisyenlerin geleceği, bu tür keyfi uygulamalarla karartılmamalı. Umuyoruz ki, bu olay aydınlatılır ve sorumlular hakkında gerekli işlemler yapılır. Aksi takdirde, Türk sanatı büyük bir kayıp yaşayacaktır.